Küresel krizin ardından dünyada yeniden şekillenen rekabet ortamının ve ortama uyum gösteren ülkelerin zenginleştiği, ekonomilerinde ciddi bir artış görüldüğü yadsınamaz bir gerçektir. Serbest pazar ve rekabet ortamının tüm dünya üzerinde yaygınlaşması, haksız çıkarımları da beraberinde getirmiştir. AET-AT/AB’nin kurulması, dünya üzerinde ticari, siyasi ve ekonomik bir güç haline gelmesi bunun yanı sıra NAFTA gibi dünya ticareti üzerinde etkin rol oynayan ekonomik bölgesel çalışma uygulamaları ve maddi hukuk kuralları koyarak yeni bir uluslar üstü hukuk rejimi yaratmaları ttk kanunu tasarısının hazırlanmasını zorunlu kılmıştır. Kopenhag kriterleri içerisinde kabul ve değer gören rekabet gibi tanımlamalar neticesinde ticari yaşamın Türkiye açısından da düzenlenmesi gündeme gelmiştir. Prof. Dr. Hirsch tarafından hazırlanan tasarı ile ilk ttk kanunu oluşturulmuş ve o günün şartlarında son derece kabul gören standartlara erişmiştir.
Dünya ticaret Örgütünün faaliyete geçmesi ile birlikte gerçekleştirilen birçok düzenleme sayesinde, deniz taşımacılığı yapan taşıyıcının sorumluluğunun tanımlanması, çevre kirliliği gibi teknolojik tahribatların hukuksal sorumlulukları, tüketicinin, pay sahibinin, elektronik ortamda işlem yapanların haklarının korunması gibi birçok hususta getirilen düzenlemeler, ticari yaşamı bambaşka bir boyuta taşımıştır. Ttk kanunu ile bu düzenlemeler doğrultusunda ülke içerisindeki ticari yaşam kontrol altına alınmıştır. Zamanla içerikler karşılığını bulamaz hale gelmiştir. Gelişen teknoloji ve değişen ticari anlayışlar neticesinde mevcut kanunda düzenlemeye hatta değişikliğe gidilmesi zorunluluğu kaçınılmaz olmuştur. Bu gelişimler nedeni ile bir takım değişimler, oluşturulan komisyon tarafından tasarı halinde hazırlanmıştır. Fakat ttk kanunu değişikliği ancak 2010 yılında kabul görmüş, 2011 yılında ise resmi gazetede yayımlanarak 2012 yılında yürürlüğe girebilmiştir. AB uyum süreci içerisinde özellikle gündeme alınan kanunlarda dünya standartlarının yakalanması hedeflenmiştir.
Daha çok sermaye şirketlerini gündeme alınan düzenlemeler mevcuttur. Her yeni düzenlemenin ne denli başarılı olup olmadığı ancak uygulama safhasında belirginleşmektedir. Ttk kanunu uygulama aşamalarında netleşen bir eksiklik, yanlışlık ya da yetersizlik içermesi durumunda tekrar revize edilerek kanun koyucular tarafından mutlaka yenilenecektir. Şuan için böyle bir durum söz konusu değildir. Ticari yaşamda aktif rol oynayan kişilerin haklarının korunması ve haklı rekabet ortamının sağlanması bakımından son derece yeterli hükümler içermektedir.